Göbek bağı, göbek kordonu ya da tıbbi adıyla umbilikal kord…
Bebek için bir yaşam destek hattı.
Bebeğin önemli bir parçası.
Besin ve oksijen kaynağı.
Bu kadar önemli fonksiyonlara sahip göbek bağıyla ilgili daha pek çok şeyi merak ettiğinizi düşünüyoruz.
Bu yüzden bir mini rehber hazırladık.
Pek çok sorunuza yanıt bulacağınızı umuyoruz.
Göbek Bağı Nedir?
Göbek bağı anne karnındaki bebeğin hayatta kalmasını ve gelişimini sağlayan en temel unsurdur.
Göbek kordonu da denir. Tıbbi adı umbilikal kord’dur.
Fetüs (bebeğin 9 ila 40. haftalar arasındaki gelişim aşamasında aldığı tıbbi ad) plasentaya göbek bağı ile bağlanır.
Plasenta, anneden gelen kandaki oksijen ve gerekli besinlerin fetüse ulaşmasını sağlar.
fetüs anne karnında; plasentanın göbek bağı aracılığıyla ilettiği besin açısından zengin oksijenlİi kan ile beslenir.
Fetüsün kalbinin pompaladığı oksijensiz ve besinsiz kan da yine göbek bağı yoluyla plasentaya gider.
Göbek bağının yapısı nasıldır?
Göbek bağı, fetüse göbekten bağlı hortum benzeri bir yapıdır.
Bebeğin bir parçasıdır.
Doğrudan annenin kalp damar sistemine bağlı değildir.
Plasentaya bağlıdır.
Boyutları değişken olsa da bir yenidoğanda ortalama uzunluğu 50 cm, genişliği ise 2 cm’dir.
Turkcerrahi.com’un tıp sözlüğünde göbek bağında iki umbilika arter (atardamar) ve bir umbilikal ven (toplardamar) bulunduğu yazar.
Ven, plasentadan gelen oksijenli ve besinli kanı taşır (plasentadan bebeğe doğru bir akış).
Arterler de bebeğin kalbinin pompaladığı oksijensiz ve besinsiz kanı plasentaya iletir (bebekten plasentaya doğru bir akış).
Göbek bağının içerisinde kalan bu 3 damar, Wharton Jeli adında jöle kıvamında bir madde tarafından çevrilir.
Bu jel, yastık görevi görerek göbek kordonunun kıvrılması ve kırılmasını engeller.
Göbek Bağının İşlevi Nedir?
Göbek bağı anne karnındaki bebeğin yaşam destek hattıdır.
İşlevleri:
Beslenme: Göbek bağı, plasenta yoluyla anneden gelen besleyici maddeleri fetüse iletir.
Nefes alma: Fetüsün nefes almasını sağlayan oksijenli kanı fetüse iletir.
Boşaltım: Fetüsten gelen atık maddeleri ve oksijensiz kanı plasentaya ileterek fetüsün sisteminin temizlenmesini sağlar.
Antikor aktarımı: Hamileliğin sonuna doğru plasenta, göbek bağı aracılığıyla fetüse antikor iletmeye başlar. Bu durum bebeği enfeksiyonlardan koruyacak bağışıklık sisteminin oluşumunu sağlar.
Göbek bağı ne zaman kesilmeli?
Göbek bağının doğumun ardından ne zaman kesileceği tüm dünyada tartışılan bir konu.
Hemen mi kesilmeli yoksa 1 dakika mı beklemeli? Peki 30 saniye yeterli mi? 5 dakika daha mı iyi?
Eskiden doğumun hemen ardından göbek bağı bebeğin göbek deliğinin 3-4 cm yukarısında klemp’lenir (mandallanır) ve ardından kesilirdi.
Şimdi durum biraz daha farklı.
Dünya Sağlık Örgütü, 2012 yılından beri anne ile bebeğin sağlığı açısından göbek bağını kesmek için 1-3 dakika beklenmesini önerir.
Bekleme süresinin en 1 dakika olmasını özellikle belirtir.
Bunun için tek koşul bebeğin ya da annenin doğumun ardından acil müdahale gerektiren bir durum içinde olmamasıdır.
Ayrıca dünyada pek çok kültürde plasenta ve göbek bağının derin anlamları vardır.
Hayata saygının bir ifadesi olarak anne ile bebeğin bu bağı hemen koparılmaz.
Doğumdan sonra nasıl saklandıklarına ve korunduklarına önem verilir.
Göbek bağının geç kesilmesinin faydaları
Amerikan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanları Birliği Obstetrik Uygulamalar Komitesi (ACOG) doğumdan sonra göbek bağını kesmek için beklemenin bebekteki hemoglobin konsantrasyonunu ve kan hacmini artırdığını vurgular.
Bu durum yaşamın ilk aylarında bebeğin demir depolarını iyileştirerek genel sağlığı üzerinde olumlu etkiler sağlar.
Göbek bağının geç kesilmesi ayrıca,
• Bebeğe fazla kan gelmesini sağlar. Bu da dünyaya adaptasyonunu kolaylaştırır.
• Bebeğin doğum kilosunun daha iyi olmasını sağlar.
• Bağışıklık, sinir, kardiyovasküler ve solunum sistemlerinin gelişmesinde önemli rol oynayan kök hücrelerin artışında etkilidir.
• Prematüre bebeklerde organ hasarını azaltır. Daha etkin geçiş dönemi kan dolaşımı ve kırmızı kan hücreleri hacminin daha iyi sağlanması gibi faydaları vardır.
Göbek bağı nasıl kesilir?
Yaklaşık 50 cm uzunluğundaki göbek bağı, göbek deliğinin 2-3 cm yukarısından klemplenir (mandallanır) ve ardından kesilir.
Kesme işlemi sırasında bebeğin canı acımaz çünkü göbek bağında sinir yoktur.
Göbek bağını kim keser diye soracak olursanız…
Genellikle bu işi doğum doktoru veya ekibinden başka birileri yapar.
Farklı bir durum için doktorunuzla önceden konuşmalısınız.
Bebeklerin göbek bağı acır mı?
Göbek bağının kesilmesi sırasında bebek hiçbir acı hissetmez.
Çünkü göbek bağında sinir yoktur.
Bağ kesildikten sonra dikkat edilmesi gereken kalan parçaya ve göbek deliğine uygun bakımı sağlamak, enfeksiyon riskini önlemektir.
Geride kalan göbek bağının kendi kendine kuruyup düşmesi beklenir.
Göbek Bağı Ne Zaman Düşer?
Göbek bağı genelde doğumdan sonra 7 ile 20 gün arasında düşer.
Daha erken veya geç düşmesi normaldir.
Ancak göbek bağı 28 günden sonra hala düşmemişse mutlaka doktorunuzla iletişime geçin.
Bebeğin bağışıklığı ya da anatomisiyle ilgili bir sorun yaşanmadığından emin olun.
Göbek Bağı Bakımı Nasıl Yapılır?
Anne karnında hayati görev üstlenen göbek bağı doğumun ardından belli bir sürede kesilir.
Geride, bebeğin göbek deliğinin üstünde küçük bir parça kalır.
Bu parçanın doğumun ardından ortalama 7-20 gün arasında kendi kendine kuruyup düşmesi ve göbek deliğinin tam anlamıyla ortaya çıkması beklenir.
Bu süreçte geride kalan parçanın bakımının doğru ve hassas şekilde yapılması gerekir.
Burada amaç enfeksiyon riski oluşturmadan, göbek deliğinin üstündeki küçük parçanın kuruyup düşmesini sağlamaktır.
İşte göbek bağı bakımı için yapabilecekleriniz:
• Göbek bağı temiz ve kuru tutulmalıdır.
Bunu bu bölgeyi ıslatmayarak, temiz olmasına dikkat ederek sağlayabilirsiniz. Alkolle temizlemenize gerek yoktur.
Ancak bakteri oluşumu riski varsa doktorlar genellikle antiseptik solüsyon ve gazlı bez kullanımını teşvik eder.
• Göbek bağı düşene kadar bebeğe küvet banyosu yaptırmayın.
Bebeği silerek ya da sırtından su dökerek temizleyebilirsiniz. Göbek deliği bölgesinin ve bağın kuru kalmasına dikkat edin.
• Göbek bağının hava alması daha çabuk iyileşmesini ve düşmesini sağlar.
Bebeğin bezinin göbek bağını açıkta bırakacak şekilde bağlanması önerilir. Özel yenidoğan göbek bağı oyuntulu bez işinizi kolaylaştırabilir.
Bebeğin giysilerini kısa süreli de olsa yukarı kıvırarak, göbek bağının hava almasını sağlayabilirsiniz.
• Göbek bağının kendi kendine düşmesine izin verin.
Göbek bağı sarkmış, düşecek gibi görünse de elinizle müdahale etmeyin.
Her bez değişiminde o bölgede oluşabilecek nemli birikintileri gazlı bez veya pamuklu çubuk ile nazikçe temizleyin.
Göbek Bağı ve Banyo
Göbek bağının enfeksiyon riski taşımaması için o bölgenin ıslak ve nemli kalmaması çok önemlidir.
Bu yüzden bağ düşene kadar bebeğe banyo yaptırılmaması önerilir.
Bebek, göbek bağı düşene kadar 2-3 günde bir, göbek bölgesinin kuru kalmasına dikkat edilerek sünger banyosu ile temizlenebilir.
Sünger banyosu hakkında detaylı bilgi edinmek için bebek banyosu yazımızı okuyabilirsiniz.
Bağ düştükten sonra bebeği küvette yıkamaya başlayabilirsiniz.
Göbek bağı bakımında dikkat edilmesi gerekenler
Göbek bağı bakımında hijyen en önemli unsurdur.
Göbek bölgesi temizliğinde su kullanmamak ve o bölgeyi nemli bırakmamak çok önemlidir.
Çünkü amaç göbek bağının kendi kendine kuruyup düşmesini sağlamaktır.
Göbek bağı bakımını gerektiği takdirde doktorunuzun önerdiği antiseptik solüsyon ile yapabilirsiniz.
Bebeğin göbek deliğinin üstünde,
• Akıntı,
• Kızarıklık,
• Kötü koku oluşması durumunda hemen bir doktora başvurun.
Göbek bağında enfeksiyon belirtileri nelerdir?
Göbek bağının kendi kendine kuruyup düşmesi beklenir.
Ancak,
• Göbek bağında kızarıklık veya şişkinlik varsa,
• İltihap, kötü kokulu akıntı gibi bir durum oluştuysa,
• Göbek bağı çevresinde hassasiyet görülüyorsa,
• Kanama gibi bir durum söz konusuysa enfeksiyon riskinden söz edilebilir.
Böyle bir durumda zaman kaybetmeden bir doktora danışmak gerekir.
Ayrıca 28 günden uzun bir süre düşmeyen göbek bağı da bir soruna işaret edebilir. Yine hiç vakit kaybetmeden doktora gitmek önemlidir.
Göbek bağıyla ilgili sorunlar nelerdir?
Göbek bağıyla ilgili sorunlar “kordon kazası” olarak ifade edilir.
Kordon dolanması (halk arasında en çok bilinen), kordon sıkışması, kordon düğümlenmesi ve kordon sarkması bu sorunları oluşturur.
Kordon dolanması: Göbek bağının fetüsün boynuna dolanması durumudur.
Doğumların yaklaşık yüzde 20-40’ı arasında görülür.
Bebeğin rahim içindeki hareketlerinden kaynaklanır. Genellikle sorun yaratmaz ancak bazı durumlarda risk oluşturabilir.
Kordon sıkışması: Doğum sırasında göbek bağının çok fazla baskı altında kalıp sıkışması sonucu bebeğe giden kan ve oksijen miktarında azalma olur.
Bebeğin bu duruma tepkisi kalp atım hızındaki azalmadır.
Normal doğumlarda sık rastlanır, doktorun rahatlıkla üstesinden gelebileceği bir durumdur. Ancak bazı durumlarda acil sezaryen gerekebilir.
Kordon düğümlenmesi: Çok nadir rastlanan bir durumdur. Fetüsün rahimdeki hareketinden kaynaklanır.
Ve gebeliğin erken dönemlerinde oluşur. Çoğu zaman bir sorun yaratmaz.
Wharton Jeli düğümün sıkışmasını ve damarlarda kan akışının azalmasını engeller. Doğum esnasında fark edilir.
Kordon sarkması: Su kesesi açıldığında göbek bağının rahimden bebekten daha önce dışarı çıkmasını ifade eder. Acil bir durumdur ve acil müdahale gerektirir.
Kordon dolanması nedir?
Kordon dolanması, göbek bağının anne rahmindeyken ya da doğum sırasında bebeğin boynuna ya da bedeninin değişik bölgelerine dolanmasıdır.
Göbek bağıyla ilgili halk arasında en çok bilinen sorundur.
Kordonun boyna dolanmasına daha sık rastlanırken (yaklaşık yüzden 25) bedenin diğer bölümlerine dolanması daha seyrektir.
Genellikle risk oluşturmaz.
Ancak bebeğin kalp atışlarında düşüşe ya da doğumun gecikmesine yol açtığı durumlarda acil müdahale gerektirir.
Kordon kanı nedir?
Kordon kanı doğumu takiben göbek bağı ve plasentada kalan kandır.
Bu kan yüksek oranda kök hücre taşır.
Kök hücreler “ana hücrelerdir”.
Tıpkı kemik iliğindeki hücrelere benzerler.
Pek çok kanser türünün, bağışıklık yetersizliğinin ve genetik bozukluğun tedavisinde kullanılabilirler.
Kordon kanı neden saklanır?
Plasenta ve göbek bağındaki kan, yüksek oranda kök hücre içerir.
Kök hücreler organizma içinde yer alan tüm hücrelere dönüşebilen ana hücreler olarak tanımlanır.
Dönüşebildikleri hücreler arasında,
• kırmızı kan hücreleri
• beyaz kan hücreleri
• trombosit vardır.
İnsan vücudunda yer alan tüm yapıların kökenini oluşturur ve kendi kendilerini yenileyebilirler.
Kök hücreler hastalanan ya da hasarlanan tüm organ ve dokuların yenİlenmesİnde rol oynarlar.
Yüksek oranda kök hücreye sahip kordon kanı, işte bu nedenlerle saklanır.
Pek çok hasta için kordon kanındaki kök hücrelerle yapılan tedavi, yaşam kurtaran bir çare olarak görülür.
Kök Hücre Tedavisinde Göbek Bağının Önemi
Gelişen teknoloji ve tıp alanındaki ilerlemelerle pek çok hastalığın tedavisinde kök hücre yöntemine başvurulmaktadır.
Pek çok kanser türü, bağışıklık yetersizliği ve genetik rahatsızlık bunlar arasındadır.
Günümüzde kök hücrelerin,
• Alzheimer,
• Parkinson,
• Otizm,
• Serebral palsi,
• Yanık,
• İşitme kaybı,
• Omurilik felci gibi pek çok rahatsızlığın tedavisinde kullanılabileceğine dair bilimsel çalışmalar da yapılmaktadır.
Kök hücre yaygın olarak periferik kan, kemik iliği ve kordon kanından alınarak kullanılır.
Doğum esnasında göbek bağından kordon kanı alınması ve belli koşullar altında yıllarca saklanması bu nedenle giderek artan bir uygulamadır.
Göbek bağından alınan kök hücrelerin sadece bebeğin kendisi için değil kardeşleri hatta doku uyumu olduğu sürece diğer aile bireyleri için de kullanılabilir olması uygulamanın popülerliğini artırır.
Umarım size fayda sağlayan bir içerik okuduğunuzu düşünüyorsunuzdur ve yorumlarınızla katkıda bulunursunuz. Deneyimlerinizden faydalanmak bizi mutlu edecek ve kendimizi geliştirmemizi sağlayacaktır. Teşekkürler.
Kaynaklar: kidshealth.org, turkcerrahi.com, acog.org, who.int, www.nhsbt.nhs.uk
2 comments
Comments are closed.