Otizm sosyal etkileşimi, davranışı ve iletişimi etkileyen bir nörogelişimsel durum. (Nörogelişimsel bozukluklar genel olarak merkezi sinir sisteminin gelişimini etkileyen bir grup bozukluğu kapsayan bir tanı başlığı).
Günümüzde otizm için şemsiye bir terim olan otizm spektrum bozukluğu (OSB) kullanılıyor. Çünkü otizm farklı türleri ve seviyeleriyle bireylerde farklı şekillerde kendini gösteriyor.
OSB kesinlikle bir hastalık olarak değerlendirilmiyor.
Erken teşhis ve bireye özgü tedavi yöntemleri ile çok büyük ilerlemeler kaydedileceği belirtiliyor.
Yazımızın içinde bu konuları detaylı biçimde güvenilir kaynaklardan anlatacağız. İyi okumalar…
Otizm Spektrum Bozukluğu Nedir?
Otizm spektrum bozukluğu, daha önce bilinen adıyla otizm, aşağıdaki durumlarla nitelendirilen bir nörogelişimsel bozukluğu ifade eder.
- Sözlü ve sözsüz iletişim dahil olmak üzere sosyal iletişimde zorluklar
- Sosyal etkileşimde eksikler
- Davranış, ilgi alanları ya da faaliyetler açısından kısıtlı veya tekrarlayan kalıplar
- Duyusal sorunlar
Otizm spektrum bozukluğu olan bireylerin büyük bölümünde,
- dil gelişiminde gerilik ya da eksiklik
- entelektüel yetersizlik
- zayıf motor koordinasyon ve
- dikkat zayıflığı görülebilir.
Okuduğunuz üzere otizm spektrum bozukluğu etkileri geniş bir aralıkta görülebilecek bir nörogelişimsel durum.
medicalnewstoday’de yayımlanan makalede otizmin bir hastalık olmasa da bireyin hayatını belirgin şekilde etkileyebileceği anlatılıyor.
Bazı bireylerin ömür boyu destek alması gerekebiliyor. Bazı bireyler ise hafif desteklerle gündelik yaşama ve hatta iş yaşamına dahil olabiliyor.
Otizm kimi zaman bebeklik döneminde tespit edilebiliyor. Kimi zamanda çocuk büyüdükçe belirtiler daha belirgin şekilde ortaya çıkabiliyor.
Ülkemizde otizm spektrum bozukluğu olan çocukların erken tanı alması, özel eğitim ile topluma kazandırılmasına öncülük etmek amacıyla kurulan ve kar amacı gütmeyen bir kuruluş olan Tohum Türkiye Otizm Erken Tanı ve Eğitim Vakfı’nın web sitesinde, “otizm spektrum bozukluğu” ile ilgili belli başlı olgular şu şekilde yer alıyor:
- Otizm spektrum bozukluğunun nörolojik nedenlerden kaynaklandığı sanılıyor. Otizm spektrum bozukluğu tanılı bireylerin önemli bir bölümünde (yaklaşık % 35), beyindeki anormal elektrik hareketlerine bağlı olarak nöbet, istemsiz hareketler, bilinç yitimi vb. nörolojik sorunlar da görülebilir.
- Otizm spektrum bozukluğu bir ruh hastalığı değil. Ancak belirtileri bazı ruh hastalıklarını çağrıştırabilir.
- Bilimsel araştırmalar, otizm spektrum bozukluğunun çocuk yetiştirme özellikleriyle ya da ailenin sosyo-ekonomik özellikleriyle ilişkisi olmadığını gösteriyor.
- Otizm spektrum bozukluğunun kalıtsal olabileceği yönünde bulgular var. Ancak, buna yol açan gen ya da genler henüz bulunmuş değil.
- Önceki yıllarda otizm spektrum bozukluğunun görülme oranının 500’de 1 olduğu kabul edilirken, son verilere göre otizm spektrum bozukluğunun yaklaşık her 54 çocuktan 1’ini etkilediği düşünülüyor. Ayrıca, erkeklerdeki yaygınlığı kızlardan 4,3 kat fazla.
- Sanıldığının aksine otizm spektrum bozukluğu tanılı bireylerin çoğunda farklı düzeylerde zeka geriliği görülür. Ayrıca zeka testlerinde belli alanlar, diğer alanlara kıyasla çok daha geri çıkabilir.
- Otizm spektrum bozukluğu tanılı bireylerin pek azında (yaklaşık % 10), çok güçlü bellek, müzik yeteneği vb. üstün özelliklere rastlanır.
Otizm ve Otizm Spektrum Bozukluğu Arasındaki Fark Nedir?
Otizm terimi 2013 yılında Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) tarafından yapılan düzenleme ile otizm spektrum bozukluğu olarak değiştirildi.
Spektrum’un sözlük anlamı çeşitlilik. Burada bir aralık içinde birçok farklı seviye olmasını anlatır. Tıpkı bir yelpaze veya gökkuşağı gibi…
Cleveland Klinik uzmanları otizm spektrum bozukluğunu aşağıdaki durumları kapsayan bir şemsiye terim olarak açıklıyor:
- Otistik bozukluk
- Yaygın gelişimsel bozukluk
- Asperger sendromu
Otizm spektrum bozukluğu (OSB) yaşayan bireylerin sosyal etkileşimde, sosyal bağlamda sözlü ve sözsüz iletişim kurmakta zorlukları olur.
Ayrıca,
- Sabit (esnek olmayan) ilgi alanları
- Çevre veya rutinlerde aynılık konusunda ısrar
- Tekrarlayan motor ve duyusal davranışlar (sallanma ya da kolları çırpma gibi)
- Duyusal uyaranlara karşı artan ya da azalan tepkiler de bireyler de görülebilir.
OSB’li bireyin günlük yaşama adaptasyonu semptomlarının ciddiyeti ile ilgilidir.
Otizm semptomları bireyden bireye geniş bir alanda farklılık gösterir. Bu durum göz önüne alındığında diyebiliriz ki bazı kişilerin otizme dair semptomları her zaman kolaylıkla teşhis edilemeyebilir.
Otizm Ne Zaman Başlar?
Mayo Klinik uzmanları otizm spektrum bozukluğunun erken çocukluk döneminde başladığını söylüyor.
Genellikle ilk 1 yılda otizm semptomları kendini gösterir.
Küçük bir oranda ise durum farklıdır. Çocuk ilk 1 yılında normal gelişim içindedir ancak daha sonra, genellikle 18 ve 24. aylar arasında, otizm semptomları gösterdiği bir gerileme dönemine girer.
Otizm spektrum bozukluğunun belli bir tedavisi yoktur.
Fakat erken teşhis ve sonrasında gelen çocuk özelindeki erken terapiler yaşam kalitesinde çok büyük ilerlemeler yaratır.
Otizm Belirtileri Nelerdir?
ABD Hastalık Korunma ve Kontrol Merkezleri (CDC) otizmi beyindeki farklılıkların yarattığı bir gelişimsel yetersizlik olarak tanımlıyor.
Otizm spektrum bozukluğuna (OSB) sahip bireylerde görülen genel problemler, sosyal iletişim ve etkileşimde zorluk; sınırlı veya tekrar eden davranışlar ile ilgi alanları.
OSB yaşayan bireyler farklı öğrenme, hareket etme veya dikkat gösterme yollarına sahip olabilir.
Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki OSB’si olmayan bireylerde de bu semptomlardan bazıları görülebilir. Bu nedenle lütfen burada kaynak belirtilerek verdiğimiz bilgileri okuyun ancak OSB tanısı için mutlaka konusunda uzman doktorlarla temasta olun.
Mayo Klinik uzmanlarına göre OSB belirtileri yaşamın çok erken bir döneminde ortaya çıkabilir. Bu belirtiler,
- Göz teması kurmamak
- İsmine karşı kayıtsız kalmak
- Bakım veren yetişkinlere karşı ilgisizlik olabilir.
Başka çocuklarda durum biraz daha farklı gelişebilir. Bir bebek ilk iki ayda ya da yaşamın ilk yıllarında normal gelişim gösterebilir. Fakat birdenbire kazandığı becerileri, örneğin dil becerilerini kaybedebilir, içine kapanabilir ya da agresif (saldırgan, kavgacı, aksi) bir tutum içine girebilir. Semptomlar genellikle 2 yaş civarında görülür.
OSB’li her çocuğun davranış şekli ve OSB seviyesi kendine özgüdür.
- OSB’li bazı çocuklar öğrenmede güçlük çeker.
- OSB’li bazı çocukların zeka seviyeleri normale göre daha düşüktür.
- OSB’li bazı çocukların zeka seviyesi normalden yükseğe doğru bir seyir izler. Çabuk öğrenirler, ancak iletişim kurmakta, bildiklerini günlük yaşamda kullanmakta ve sosyal durumlara uyum sağlamakta zorluk yaşarlar.
Semptomların her çocuğa özgü hali,
farklı semptomların özgün kombinasyonu, semptomların şiddetini belirlemekte güçlük yaratır.
OSB semptomlarının şiddetini belirlemede genellikle bozulma seviyesi ve bireyin fonksiyonlarının bundan nasıl etkilendiği etkilidir.
Aşağıda otizm spektrum bozukluğuna dair genel belirtileri okuyabilirsiniz:
Sosyal etkileşim ve iletişim
OSB’li bir birey sosyal etkileşim ve iletişim açısından aşağıdaki belirtilerden kaynaklanan sorunlar yaşayabilir:
- Adı söylendiğinde herhangi bir tepki vermez.
- Sizi duymaz.
- Sarılmaya ya da kucaklanmaya karşı koyar.
- Yalnız başına oyun oynamayı tercih eder ve kendi dünyasına çekilmiş bir izlenim yaratır.
- Göz teması kurmaz.
- Genellikle yüzünde bir ifade belirmez.
- Konuşmaz ya da konuşma bakımından geç kalmıştır. Veya kelimeleri ve cümleleri söylemek
- konusunda kazandığı becerileri kaybeder.
- Bir konuşmayı başlatamaz ya da başlayan bir konuşmayı devam ettiremez.
- Tekdüze bir ses ya da robotvari bir tonda konuşur.
- Kelime veya ifadeleri tekrar eder ancak onları nasıl kullanacağını anlamaz.
- Basit soru ya da yönlendirmeleri anlamaz görünür.
- Duygu ve düşüncelerini ifade etmez ve diğerlerinin duygularından bihaber görünür.
- Sosyal etkileşim konusunda pasif kalır, agresif ya da yıkıcı bir tutum içinde de olabilir.
- Sözsüz iletişimin öğeleri olan yüz ifadesi, beden duruşu gibi konuları anlamakta, hatırlamakta zorluk çeker.
Davranış şekli
OSB’li bir bireyin kısıtlı, tekrar eden bir davranış şekli ile ilgi alanları ya da faaliyetleri vardır:
- Sallanma, patinaj çekme ya da el çırpma gibi tekrar eden hareketler yapar.
- Isırma veya kafa sallama gibi kendisine zarar verebilecek faaliyetlerde bulunur.
- Belli rutin ve ritüeller geliştirir; en ufak bir değişiklikte çok rahatsız olur.
- Koordinasyon sorunu yaşar. Sakarlık, parmak uçlarında yürümek gibi farklı hareket modelleri vardır. Gergin bir beden ya da abartılı bir beden dili söz konusu olabilir.
- Herhangi bir nesnenin bir detayından adeta büyülenir. Örneğin oyuncak bir arabanın dönmekte olan bir tekerleği gibi. Ne var ki nesnenin fonksiyonunu ya da genel amacını kavrayamaz.
- Işık, ses ya da dokunmaya karşı aşırı derecede hassas; ancak ağrı ya da sıcaklığa karşı hissiz olabilir.
- Hayal ürünü, -mış gibi yapma oyunlarına karşı kayıtsızdır.
- Anormal seviyede bir yoğunluk ya da odaklanma ile bir nesne ya da aktiviteye takılır kalır.
- Sadece çok az sayıda besini yiyebilir ya da belli bir dokudaki gıdaları reddeder.
Otizm spektrum bozukluğunda yaş ilerledikçe,
- Bazı çocuklar diğerleriyle daha ilgili hale gelir ve daha az davranışsal bozukluk gösterebilir.
- Daha az ciddi sorunları olan bazıları ise sonunda normal ya da normale yakın yaşamlar sürebilir.
- Bazılarının dil ya da sosyal becerilerinde yaşadığı zorluklar devam eder. Ve ergenlik yılları davranışsal ve duygusal sorunların daha da artmasına neden olabilir.
Otizm Nedenleri
Otizm spektrum bozukluğunun kesin nedeni bilinmiyor. En yeni araştırmalar da tek bir nedene işaret etmiyor.
Healthline uzmanları OSB’na dair olası risk faktörlerini şöyle sıralıyor:
- Ailede otistik bir bireyin olması
- Bazı genetik mutasyonlar
- Kırılgan X sendromu ve diğer genetik bozukluklar
- İleri yaşta ebeveyne sahip olmak
- Düşük doğum kilosu
- Metabolik dengesizlikler
- Ağır metallere ve çevresel toksinlere maruz kalmak
- Hamilelikteki viral enfeksiyonlar
Yukarıda yer alan olası risk faktörleri hala kesin olarak kanıtlanmamış.
Genetik ve çevresel faktörlerin bireyde OSB’na neden olma olasılığı mümkün.
Aşıların OSB’ye yol açtığına dair de herhangi bir kanıt yok.
ABD Hastalık Korunma ve Kontrol Merkezleri (CDC), de otizm spektrum bozukluğunun tek bir sebebi olmadığı üzerinde duruyor. CDC web sitesinde çevresel, biyolojik ve genetik pek çok farklı faktörün bir çocuğun OSB yaşamasına neden olabileceği anlatılıyor. İşte CDC’ye göre bu riskler…
- OSB’li bir kardeşe sahip olmak
- Kırılgan X sendromu ya da kalıtsal bir hastalık olan tüberoz skleroz gibi bir genetik ya da kromozomal durum
- Doğum esnasında yaşanan komplikasyonlar
- Ebeveynlerin yaşlı olması
Otizm Nasıl Teşhis Edilir?
Doktorlar otizm spektrum bozukluğunu genellikle erken çocukluk döneminde teşhis eder.
Erken yaşta tanı konması özel eğitimin bir an önce başlaması açısından önemlidir.
Otizmin tanısı yaklaşık 12 aylıktan itibaren konabilir.
Otizmli çocukların dış görünümleri diğer çocuklardan farklı değildir. Ancak davranışları farklıdır.
Otizm tanısı koyabilecek kişiler yalnızca konunun uzmanı doktorlardır.
Semptomların ve şiddetinin çok geniş bir yelpazede seyretmesi, OSB’nin teşhisini zaman zaman zorlaştırabilir.
Bazı bireyler ancak yetişkinlik döneminde OSB teşhisi alıyor olabilir. Buna da şaşırmamak gerekir.
Ülkemizde otizm tanısı koyabilecek uzmanlar çocuk psikologları ya da psikiyatristleri ile çocuk nörologlarıdır. Gelişimsel pediatri uzmanları da bu alanlardaki uzmanlarla işbirliği içinde olmalıdır.
Aşağıda bir çocuğun OSB değerlendirmesinde kullanılması gereken test yöntemleri yer alıyor. Bu yöntemler Healthline web sitesinde yazıyor.
Gelişim değerlendirme testleri
Doktorunuz doğumdan itibaren rutin ziyaretlerinizde bebeğinizi gelişimiyle ilgili değerlendirir.
Amerikan Pediatristler Birliği (AAP) erken teşhisin önemine değinir. Bu nedenle tüm çocukların özellikle 18-24 ay aralığında otizm spektrum bozukluğu açısından değerlendirilmesi gerektiğine işaret eder.
Çocuğunuzun gelişimiyle ilgili kaygı duyduğunuz noktalar varsa, özellikle bir diğer kardeş ya da bir aile üyesi OSB’li ise, doktorunuz sizi bir uzmana yönlendirebilir.
Bu uzman işitme testi gibi bir dizi test ile çocukta gözlemlenen davranışların fiziksel bir nedeni olup olmadığını değerlendirir.
Ardından diğer testler gelir. Örneğin M-CHAT (Küçük çocuklar için otizm tarama testi).
M-CHAT: Ebeveynlerin cevaplandırdığı yaklaşık 20 sorudan oluşur. Bu test ile çocuğun genel durumu, otizm spektrum bozukluğu yaşama riski değerlendirilir.
Kapsamlı davranışsal değerlendirme
Otizm teşhisindeki bir sonraki adımdır. Bir grup uzmanın işbirliğini gerektirir. Bu uzmanlar:
- Gelişimsel pediatri uzmanı
- Çocuk psikoloğu
- Çocuk nöroloğu
- Konuşma ve dil terapisti
- Ergoterapist
İleri kapsamlı değerlendirmeler birtakım tarama araçlarının da konuya dahil edilmesini gerektirebilir. Pek çok farklı gelişimsel tarama aracı mevcuttur. Otizmin teşhisinde tek bir araç faydalı olamaz. Bu araçlar arasında yer alan birtakım testler şunlardır:
PEP-3 Testi (Psikolojik Eğitim Profili-3): PEP-3 Testinde 6 ay ila 7 yaş arasındaki çocukların gelişimleri incelenir. Bu test otizmli ve iletişim engeli bulunan çocukların beceri ve davranışlarını değerlendirmeye olanak sağlar.
CARS Derecelendirme Sistemi: Otizmli çocuklarını davranışlarını ölçümleyen CARS Derecelendirme Sistemi’nde çocukların konuşma becerisi, adaptasyon, motor fonksiyonlar ve sosyal iletişim becerileri takip edilir.
İki Yaş Tarama Testi: 2 yaş ve altı çocuklara uygulanan tarama testinde çocukların taklit, dikkat, kontrol, oyun ve motor fonksiyonları takip edilir.
Otizm Tarama Testi: 4 yaşını dolduran çocuklara yönelik yapılan Otizm Tarama Testi, çocukların iletişim ve sosyal becerilerini gözler önüne serer. Çocuklar tarafından cevaplanan testte, katılımcılar 40 adet soruya kendilerine tanınan sürede cevap vermeleri bekleniyor.
Bir Bebeğin Otistik Olduğu Nasıl Anlaşılır?
Otizm, bir bebeğin dış görünüşünü değiştirmez.
Ancak bebeğin iletişim biçimi ve çevresindeki dünyaya nasıl tepki verdiği otizm spektrum bozukluğuyla doğrudan ilgilidir.
Otizm günümüzde bir spektrum olarak değerlendiriliyor. Bunun nedeni otistik bulguların şiddet ve içerik açısından her bireyde farklı olabilmesidir.
Lütfen ebeveyn olarak içgüdülerinize güvenin. Yetişkin olarak bir bebeğe bakım veriyorsanız gelişimsel açıdan onu yakından takip edin. Kuşkuyla ve rahatsız bir tutumla değil elbette ancak yakından, şefkatle ve tatlı bir merakla bir bebeğin büyümesine tanıklık edin. Ve lütfen aşağıdaki belirtilerden bir veya daha fazlasının varlığı sizi rahatsız ediyorsa bir uzmana başvurun.
ABD Hastalık Korunma ve Kontrol Merkezleri (CDC) sitesinde bir bebekteki otistik bulguların aşağıdakiler olabileceği yazıyor.
Sosyal İletişim ve Etkileşim Becerileri
- Göz teması kurmaz.
- 9 aylık olduğu halde ismi seslendiğinde tepki vermez.
- 9 aylıkken yüzünde üzüntü, mutluluk, öfke, şaşkınlığa dair ifadeler görülmez.
- 12 aylık olduğu halde basit interaktif çocuk oyunlarına katılım göstermez.
- 12 aylık olduğu halde jestleri çok az kullanır ya da hiç kullanmaz (örneğin bye bye demek için el sallamaz).
- 15 aylık olduğu halde diğerleriyle ilgilendiği şeyleri paylaşmaz (örneğin beğendiği bir nesneyi size göstermez).
- 18 aylık olduğunda ilginç birşeyi size göstermek üzere işaret etmez.
- 24 aylık olduğunda bir başkasının canının sıkıldığını, üzüldüğünü, yaralandığını fark etmez.
- 36 aylık olduğunda diğer çocukları fark etmez ve onların oynadığı bir oyuna dahil olmaz.
- 48 aylık olduğunda oyunda bir başka kılığa girmez. Örneğin öğretmen, süper kahraman vs olmaz.
- 60 aylık olduğunda dans etmez, şarkı söylemez ya da taklit yapmaz.
Kısıtlı ya da Tekrar Eden Davranışlar veya İlgi Alanları
- Oyuncakları ve diğer nesneleri belli bir sıraya dizer ve bu sıra değiştiğinde sinirlenir.
- Kelime ya da ifadeleri tekrar tekrar söyler. (Buna ekolali denir.)
- Her zaman oyuncakları ile aynı şekilde oynar.
- Nesnelerin belli parçalarına odaklanır. (Örneğin bir oyuncak arabanın tekerlekleri)
- Küçücük değişikliklerde çileden çıkar.
- Takıntılı ilgi alanları vardır.
- Mutlaka belli rutinleri izlemesi gerekir.
- Ellerini çırpar, bedenini sallar ya da bedeniyle daireler çizer.
- Ses, doku, koku, tad ve görünüme karşı alışılmadık tepkiler verir.
Diğer Belirtiler
OSB’li bireylerin büyük bir bölümünde aşağıdaki belirtiler de görülebilir.
- Gecikmiş dil becerileri
- Gecikmiş hareket becerileri
- Gecikmiş bilişsel ya da öğrenme becerileri
- Hiperaktif, dürtüsel ve/veya önemsemez davranışlar
- Epilepsi ya da nöbet bozukluğu
- Olağandışı yeme ve uyku alışkanlıkları
- Gastrointestinal sorunlar (örneğin kabızlık)
- Olağandışı ruh hali ya da duygusal tepkiler
- Endişe, stres ya da aşırı kaygı
- Korkusuzluk ya da beklenenden fazla korku
Otistik Bebek Ne Zaman Belli Olur?
Genel olarak bir bebeğin otizm spektrum bozukluğu yaşadığına dair belirtiler 12-24 ay arasında ortaya çıkar. Ancak bu zaman aralığının dışında gelişen durumlar da vardır.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’ne göre bir bebek 9 aylıktan itibaren OSB’ye dair belirtiler gösterebilir.
Otizm Bilim Vakfı’na göre OSB’ye dair en erken belirtiler bebek 2 aylıkken ortaya çıkabilir.
Otizm Türleri
Geçmişte otizm 4 farklı tür altında inceleniyordu.
Bunlar:
- Otizm spektrum bozukluğu
- Asperger sendromu
- Çocukluk dönemi desintegratif bozukluğu
- Yaygın gelişim bozukluğu (PDD)
Ne var ki 2013 yılında Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) bu kategorileri tekrar değerlendirmeye aldı.
Hepsini bir şemsiye terim olan otizm spektrum bozukluğu çatısı altında topladı. Yani artık tüm otizm türleri tek bir teşhis altında inceleniyor: Otizm Spektrum Bozukluğu.
Terminolojideki bu değişiklik elbette günümüzdeki teşhislere yansıyor. Ancak daha önceki terminoloji de tamamen dilimizden çıkmış değil.
Bazı tıp profesyonelleri, ebeveynler ya da otistik bireylerin kendisi Asperger ya da PDD gibi ifadeleri kullanabiliyor.
Otizm Testi
Otizm tanısının tek seferde konulabildiği bir otizm testi yok.
Ancak erken tanı her durumda olduğu gibi önemli. Bu nedenle gelişim dönemindeki bebeğinizin hal ve hareketlerini gözlemlemeli ve düzenli doktor kontrollerinizde bebeğinizin gelişimiyle ilgili bilgi almalısınız.
Diğer yandan otizm teşhisini ancak aşağıdaki uzmanların koyabileceğini unutmayın. Kimdir bu uzmanlar…
- Gelişimsel pediatri uzmanı
- Çocuk psikoloğu
- Çocuk nöroloğu
- Konuşma ve dil terapisti
- Ergoterapist
Evet bazı testler var ve otizm tanısı koymak açısından yukarıda belirttiğimiz uzmanlara destek olur. Bu testlerden bazıları:
M-CHAT: Değiştirilmiş Erken Çocukluk Dönemi Otizm Tarama Ölçeği
18-30-36 aylık çocuklarda otizmin belirtilerini tespit etmek amacıyla geliştirilmiş bir tarama ölçeği.
Çocukta otizm şüphesi olup olmadığını gösterir. 23 sorudan oluşur. Bu soruları ailelerin cevaplaması gerekir.
Bu sorulara örnekler:
- Çocuğunuz sallanılmaktan ya da dizinizde hoplatılmaktan veya benzeri oyunlardan hoşlanır mı?
- Çocuğunuz başka çocuklarla ilgilenir mi?
- Çocuğunuz eşyalara (örneğin koltuk, kütüphane vb.) tırmanmayı sever mi?
- Çocuğunuz ce-ee ve saklambaç oyunları oynamaktan hoşlanır mı?
- Çocuğunuz hiç hayali oyun oynar mı? (örneğin telefonu alıp karşısında biri varmış gibi konuşur mu ya da oyuncak bebeğinin altını temizliyormuş gibi yapar mı?)
PEP-3 Testi (Psikolojik Eğitim Profili-3)
PEP-3 Testinde 6 ay ila 7 yaş arasındaki çocukların gelişimleri incelenir.
Bu test otizmli ve iletişim engeli bulunan çocukların beceri ve davranışlarını değerlendirmeye olanak sağlar.
CARS Derecelendirme Sistemi
Bu sistemde çocukların konuşma becerisi, adaptasyon, motor fonksiyonlar ve sosyal iletişim becerileri takip edilir.
İki Yaş Tarama Testi
2 yaş ve altı çocuklara uygulanan tarama testinde çocukların taklit, dikkat, kontrol, oyun ve motor fonksiyonları değerlendirilir.
Otizm Tarama Testi
4 yaşını dolduran çocuklara yönelik yapılan Otizm Tarama Testi, çocukların iletişim ve sosyal becerilerini gözler önüne serer.
Çocuklardan 40 adet soruya kendilerine tanınan sürede cevap vermeleri beklenir.
Bir diğer konu da online olarak yapılan otizm testleri.
Ebeveyn olarak her zaman iç sesinize kulak vermeniz gerektiğini söylüyoruz. Çocuğunuzu en iyi sizin tanıyabileceğinizi biliyoruz. Ne var ki yaptığınız bir testle çocuğunuza tanı koymamalısınız. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Kolayca erişebildiğiniz testlerle belki merakınızı gideriyor, varsa bir şüpheniz bunun sağlamasını yapıyor olabilirsiniz. Lütfen bu testleri sizi konunun uzmanına götürecek birer motivasyon aracı olarak değerlendirin olur mu?
Otistik Çocukların Gelişimsel Özellikleri
Otizm spektrum bozukluğu yaşayan pek çok çocukta daha bebeklikten başlayan gelişimsel farklılıklar görülür. Bunlar özellikle sosyal alanda ve dil becerileri alanında olur.
Konuşma ve dil becerilerindeki gecikme ile davranışsal farklılıklar kendini daha çok çocuğun akranları ve diğerleriyle iletişiminde gösterir.
Diğer yandan, otizmli çocuklar genellikle zamanında
- oturur
- emekler
- ve yürür.
Bu nedenle,
- vücut postürü (duruş),
- yap inan oyunları (çocukların -mış gibi kurguladıkları oyunlar)
- sosyal dil alanlarındaki nispeten daha az belirgin farklılıkları takip etmek kolay olmayabilir.
Otizmin olası belirtileri
Aşağıda otistik çocukların gelişimsel özelliklerine dair bazı örnekler bulacaksınız. Bu örnekleri verirken amacımız sosyal, iletişimsel ve davranışsal alanlarda otistik bir çocuğun özelliklerini biraz olsun anlayabilmek. Bu bölümün İngilizce orjinalini buradan takip edebilirsiniz.
Her zaman aklınızda tutmanız gereken bir şeyi hatırlatmak istiyoruz: Her çocuk farklıdır. Otizmli bir çocuğun belirtileri otizmli başka bir çocukla aynı olmayabilir. Semptomların sayısı ve şiddeti çok değişkendir.
Otizmli çocuklarda sosyal farklılıklar
Çocuk,
- Göz kontağı kuramayabilir, az göz kontağı kurabilir ya da kurduğu kontağı sürdüremeyebilir.
- Ebeveyninin gülüşüne ya da diğer ifadelerine hiç tepki vermeyebilir ya da az tepki verebilir.
- Ebeveyninin baktığı nesneler ya da tanık olduğu olaylarla ilgilenmeyebilir.
- İlgilendiği bir nesneyi ebeveynine göstermeye meyilli olmayabilir.
- Yüzündeki ifadeler duruma uygun olmayabilir.
- Yüz ifadelerine bakarak diğerlerinin hissettiklerini ya da düşündüklerini kavramakta zorluk yaşayabilir.
- Empati konusunda daha az istekli olabilir. Diğerlerinin içinde bulunduğu duruma dair pek kaygı duymayabilir.
- Arkadaş edinmekte ve arkadaşlığı sürdürmekte zorluk yaşayabilir.
Otizmli çocuklarda iletişim farklılıkları
Çocuk,
- İhtiyaçlarını dile getirmekte zorluk yaşayabilir.
- Sahip olduklarını diğerleriyle paylaşmaktan hoşlanmayabilir.
- 15 aylık olduğunda tek bir kelime dahi telaffuz etmemiş olabilir.
- 24 aylık olduğunda 2 kelimelik ifadelerden ötesini söyleyemeyebilir.
- Ne ifade ettiğini anlamadan diğerlerinin söylediklerinin aynısını tekrar edebilir (tıpkı bir papağan gibi)
- İsmine tepki vermeyebilir.
- Kendisinden “sen”, diğerlerinden “ben” diye söz edebilir. Zamirleri karıştırabilir.
- İletişim kurmaya pek gönüllü olmayabilir ya da bunu hiç istemeyebilir.
- Bir sohbeti başlatmak istemeyebilir ya da bu konuda çok az istekli olabilir.
- Oyuncaklarını ya da nesneleri oyun sırasında bir insanı veya gerçek yaşamı temsil etmek için kullanmak istemeyebilir.
- Ezber hafızası çok iyi olabilir. Özellikle sayılar, harfler, şarkılar, reklam müziklerinde…
15-24 ay arasında dil ya da diğer sosyal becerilerilerini kaybedebilir (buna genellikle regresyon denir).
Otizmli çocukların davranışsal farkılıkları (tekrar eden ya da takıntılı davranışlar)
Çocuk,
- Sallanır, döner, parmaklarını şıklatır, parmak uçlarında uzun süre yürür ya da ellerini çırpar (buna stereotipik davranış denir).
- Rutinlerden, düzenden ve ritüellerden hoşlanır. Değişiklikler hoşuna gitmez, bir faaliyetten diğerine geçişte zorluk yaşar.
- Alışılmadık bir faaliyet ya da çok az faaliyet hoşuna gidebilir ve bu faaliyeti gün boyu tekrarlayabilir.
- Bir oyuncağın tamamı yerine bir parçası ya da parçalarıyla oynar (örneğin oyuncak kamyonun sadece tekerlekleri ile ilgilenir).
- Acı nedeniyle ağlamayabilir. Hiçbir şeyden korkmayabilir.
- Kokulara, seslere, ışığa, dokulara ve dokunulmaya karşı çok duyarlı olabilir ya da hiç duyarlı olmayabilir.
- Görme yeteneğini alışılmadık biçimde kullanabilir. Örneğin nesnelere olağandışı açılardan bakabilir.
Önemli Not: Anne ve babaların her zaman iç seslerini dinliyor olması önemli. Çocuğunuzun oyun oynaması, öğrenmesi, konuşması, hareketleri ile ilgili kaygılarınız varsa, lütfen zaman geçirmeden doktorunuzla iletişime geçin.
Unutmayın çocuğunuzu sizden iyi kimse bilemez ve onunla ilgili gözlemleriniz çok kıymetli. Eğer çocuğunuzun gelişiminde farklı bir durum varsa, doktorunuzla beraber çocuk için en iyi desteği bulacağınızdan şüpheniz olmasın.
Otizmli Çocuğun Temel Farklılıkları Nelerdir?
Aşağıda yaşa uygun, normal gelişim gösteren bir çocukla ve otizm spektrum bozukluğu (OSB) yaşayan bir çocuğun olası temel farklılıklarına dair örnekler bulacaksınız.
Çocuğunuzda bu farklılıklar olabilir ancak otizm teşhisi koyacak kişiler çocuk sağlığı konusunda uzmanlaşmış doktorlar, psikolog ve psikiyatristler ile ergoterapistler.
12. Ayda
Tipik gelişim gösteren bir çocuk ismini duyduğunda başını o yöne çevirir.
OSB yaşayan bir çocuk ismini duyduğunda başını o yöne çevirmeyebilir. İsmi birkaç kez tekrarlansa dahi kayıtsız kalabilir.
Ancak OSB’li bir çocuğun başka seslere duyarlı olması mümkündür.
18. Ayda
Gecikmiş konuşma becerilerine sahip bir çocuk bu açığı kendisini ifade etmek üzere işaret, jest, mimik gibi unsurları kullanır.
OSB’li bir çocuk konuşamadığı halde kendisini ifade etmek için herhangi bir girişimde bulunmayabilir. Ya da konuşma konusunu TV’de duyduğu bir şeyi tekrar etmeyle sınırlandırabilir.
24. Ayda
Tipik gelişim gösteren bir çocuk anne ve babasına beğendiği ya da göstermek istediği herhangi birşeyi getirir ve gösterir. Heyecanını onlarla paylaşır.
OSB’li bir çocuk annesine bir kutuyu açması için getirebilir, ancak bu sırada annesinin yüzüne bakmaz ya da onunla herhangi bir heyecan vs paylaşmaz.
Otizm Tedavisi
Otizmin bilinen tek bir tedavisi yok. Ancak otizmli bir çocuğa destek olabilecek çeşitli ve etkili stratejilerden söz etmek mümkün.
Bu stratejiler, genel olarak bir çocuğun günlük yaşamını devam ettirmesini kolaylaştırabilecek becerileri geliştirmesini sağlar.
Otizmin nitelikleri çok çeşitli. Bu nedenle birden fazla faaliyet çeşidinden oluşan bir yaklaşım, genellikle
en etkili ve destekleyici olandır.
Çocuğun yaşadığı otizm belirtilerinden yola çıkarak, aşağıdaki terapilerden bir veya daha fazlasının yardımcı olabileceğini düşünebilirsiniz.
- Bilişsel davranışsal terapi
- Ortak dikkat terapisi
- Davranış yönetimi terapileri
- Sosyal beceri eğitimi
- Konuşma terapisi
- Fizik tedavi
- Ergoterapi
- İlaçla tedavi
- Eğitimsel yaklaşım
- Beslenme tedavisi
Otizm Geçer mi?
Otizm beyin gelişimi ve işleyişindeki farklılıktan kaynaklanan bir durum. Çocuğun sosyal, motor ve dil gelişimini etkiliyor. Bebeklik çağında fark edilebildiği gibi normal gelişim gösteren bir çocukta ileriki dönemlerde de gözlemlenebiliyor. Ve çocuk otizm spektrum bozukluğu tanısı alabiliyor.
Bu konu ile ilgili en çok sorulan sorulardan biri otizmin bir tedavisi olup olmadığı ile otizmin tıpkı bir hastalık gibi bir tedavi süreciyle geçip geçemeyeceği.
Otizmin kesin bir tedavisi olmadığını bu yazı içinde anlattık. Otizm bir nörogelişimsel durum.
Çocuğun ihtiyacına yönelik desteklerle gündelik yaşamın rahatlatılabileceği, ancak bunun otizmin şiddetine vs. bağlı olduğu uzmanların en çok anlattığı konu.
Otizmin geçip geçmeyeceği ile ilgili soruya gelince… Otizm geçmez ya da geçer şeklinde kesin ve net bir uzman görüşü mevcut değil.
Otizmin belirtileri ve bu belirtilerin şiddeti bireyden bireye farklılık gösterir.
Orta şiddette otistik belirtileri olan ve erken teşhis alan çocuklarda bazen bu belirtiler etkin bir şekilde yönetilebiliyor. Bunun sonucunda da çocuk nörogelişimsel bozukluğun etkilerini az hissedebiliyor ya da bu etkiler yok denecek kadar az bir seviyeye inebiliyor.
Burada iki önemli konu öne çıkıyor:
- Erken teşhis
- Destek tedavi ve terapilere zaman ayırmak
Otizmle İlgili Önemli Bilgiler
Aşağıda otizmle ilgili bazı önemli bilgiler okuyacaksınız:
- Türkiye’de otizm spektrum bozukluğu tanısı koyabilecek uzmanlar: Çocuk ve ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanları; çocuk nörologlarıdır.
- Otizm spektrum bozukluğu tanısı şu şekilde konur: Uzmanlar çocuğu gözlemler, gelişim testleri yapar, anne ve babaya çocuğun gelişimiyle ilgili sorular sorar. Ardından tüm bu bilgiler birleştirilir ve çocukla ilgili tanı koyma süreci sonlandırılır.
- Otizm spektrum bozukluğu yaşayan bireylerin beyinlerinde diğer bireylerin beyinlerine göre farklı bir gelişim gözlenir.
- Otizmin şiddeti her bireyde farklı gözlemlenir. Çok ileri düzey otizm spektrum bozukluğu belirtileri olabildiği gibi hafif belirtiler de olabilir.
- Otizmin zekayla ilişkisi yoktur. Üstün zekalı bireylerde de düşük zekalı bireylerde de otizm spektrum bozukluğu görülebilir.
- Bir çocuktaki otizm belirtileri ne kadar erken fark edilir ve ne kadar hızlı uzman görüşüne başvurulursa, alınan destek ile otizmli çocuk ve ailesinin yaşamı o kadar iyi hale dönüştürülebilir.
Otizmin bilinen en önemli tedavisi erken dönemde başlanan ve düzenli devam edilen bireysel eğitim programları ile terapilerdir.
Otizmi Zeka Geriliğinden Ayırt Etme
Otizm ve zeka geriliği arasındaki en büyük fark, otizmin
- erken çocukluk döneminde ortaya çıkan
- başkalarıyla ilişki kurma
başkalarıyla iletişim ve etkileşim içinde olma konularında büyük zorluklar yaratabilen
beynin gelişimi ve işleyişiyle ilgili bir bozukluk olmasıdır.
Diğer yandan zeka geriliği kişinin zihinsel becerilerinin yaş ortalamasının altında olmasını ifade eder. Yani kişinin,
- entelektüel fonksiyonları (bir bireyin öğrenme, soyut düşünme ve öğrendiklerini uygulama becerisini içerir.) önemli oranda ortalamanın altındadır.
- adaptif davranışlarında (bir bireyin bağımsız yaşamak için sahip olması gereken beceriyi, iletişim ve sosyal yetenekleri de kapsayacak şekilde ifade ederbozukluk vardır.
Şimdi gelelim otizm ile zeka geriliği arasındaki ilişkiye…
- Bir birey otizmli olduğu için zeka geriliği yaşamaz. Aksine zeka geriliğiyle yaşayan çocukların büyük bölümünde otizmli bireylerin davranışları görülür.
- Otizm spektrum bozukluğu (OSB) olan bireylerde fonksiyonel bozukluklar görülebilir. Zeka geriliği de bunlar arasındadır. Ancak otizm tanısı almak bireyin mutlaka zeka geriliği yaşadığı anlamına gelmez.
- Genellikle OSB’li bireylerin büyük bölümünde bilişsel fonksiyonlarda gerilik görülmez. Bu bireyler entelektüel kapasiteyi ölçmeye yönelik testlerde ortalama ve ortalamanın üstünde bir değere sahip olabilir.
- OSB’li bireyler iletişim ve öğrenme davranışlarında zorluklar yaşar. Bu bireyler sözel beceriler açısından kısıtlı olabilir; sözlü uyaranlara tepki vermeyebilir ya da kendilerini çevreleyen dünyaya karşı ilgisiz olabilir. Tüm bunlar zeka geriliği yaşayan bireylerde de görülebilecek belirtilerdir.
- Zeka geriliği otizmin bir sonucu değildir.
Sözün özü: Otistik bireylerin mutlaka zeka geriliği yaşadığı görüşü bir safsatadadır.
Bir otistik birey üstün zekaya sahip olabildiği gibi zeka geriliği de yaşıyor olabilir.
Zeka geriliği yaşayan bireylerin semptomları otistik bireylerin yaşadıklarını kapsayabilir.
Otizmin Tipik Belirtileri Nelerdir?
Otizmin tipik belirtileri nhs.uk sayfasında şu şekilde yer alıyor:
Küçük çocuklarda otizm belirtileri
- İsmine karşı kayıtsız olmak
- Göz teması kurmamak
- Kendisine gülümseyen birine gülümsememek
- Belli bir kokuyu, tadı ya da sesi beğenmediğinde çok sinirlenmek
- Ellerini çırpmak, parmaklarını şıklatmak ya da tüm bedenini sallamak gibi tekrar eden hareketlerde bulunmak
- Diğer çocuklar gibi konuşmaya gönüllü olmamak
- Aynı ifadeleri tekrar tekrar kullanmak
Daha büyük çocuklarda otizm
- Diğerlerinin ne düşündüğü ya da ne hissettiğini anlamamak
- Kendisinin ne hissettiğini söylemekte güçlük çekmek
- Katı bir düzen tutkusu, değişiklik karşısında bozguna uğramak
- Belli nesne ya da aktivitilere karşı aşırı ilgi
- Kendisinden birşey yapması istendiğinde çok sinirlenmek
- Arkadaşlık kurmakta zorluk çekmek
- Kendi başına olmayı sürekli tercih etmek
- İfadelerin içerdiği, örneğin bir deyimin, anlamını anlamayıp; o ifadeyi kelimesi kelimesine değerlendirmek. Örneğin “şeytanın bacağını kırmak” ifadesinin otizmli çocuk için hiçbir şey ifade etmemesi
Kız ve erkek çocuklarında otizm
Otizm bazen kız ve erkek çocuklarında farklı şekillerde kendini gösterebilir.
Örneğin otistik bir kız çocuğu
- daha içine kapanık,
- hislerini kendine saklayan,
- ancak sosyal ilişkileri de daha iyi yönetebilen biri olabilir.
Bu da otizm spektrum bozukluğunun kız çocuklarındaki teşhisini zorlaştırabilir.
Otizm Kimlerde Görülür?
Otizm kimlerde görülür sorusunu risk faktörlerini sıralayarak cevaplamak daha etkili olabilir.
Günümüzde otizm spektrum bozukluğu tanısı alan çocukların sayısı her geçen gün artıyor. Bu durum; daha iyi tanı yöntemlerinin mevcudiyetine mi yoksa vaka sayısındaki artışa mı ya da her ikisine mi dayanıyor, kimse net bir şey söyleyemiyor.
Fakat kesin bilinen bir şey var ki otizm spektrum bozukluğu ırk ve milliyet ayırt etmeden her çocukta görülebiliyor. Ve şu ana kadar araştırmacı ve uzmanların belirlediği bazı kesin risk faktörleri mevcut. Mayo Klinik uzmanlarının yazdığı bu faktörleri aşağıda okuyabilirsiniz.
Cinsiyet
Otizm erkek çocuklarında kız çocuklarına göre 4 kat fazla görülebiliyor.
Aile tarihi
Ailede tek bir otizm spektrum bozukluğu birey yaşayan çocuk varsa, risk artmış oluyor. Otizm spektrum bozukluğu yaşayıp da sosyal ya da iletişim becerileri açısından çok küçük sorunlarla gündelik yaşamını rahat devam ettiren bireyler de oluyor.
Diğer bozukluklar
Belli bazı sağlık sorunları OSB riskini ya da otizme benzer semptomların varlığını artırabiliyor.
Örneğin entelektüel sorunlara yol açan genetik hastalık Kırılgan X-sendromu; beyinde iyi huylu tümörlerin oluşmasına yol açan Tüberoz skleroz; genellikle kız çocuklarında görülen ve bir beyinsel gelişim bozukluğu olan Rett sendromu.
Çok erken dönem prematüre bebekler
26. hamilelik haftasında önce doğan bebeklerde otizm spektrum bozukluğu riski daha yüksek olabilir.
Anne ve babanın yaşı
Çok geç dönem ebeveynlerin çocuklarının da otizm riskinin artabileceği konusunda çeşitli araştırma sonuçları mevcut. Ancak bu konunun kesinleşmesi için daha çok bilimsel araştırma sonucuna ihtiyaç var.
Otizmin 3 Karakteristik Özelliği Nedir?
Otistik spektrum bozukluğu şüphesi ile yaklaşılan çocuklarda bakılması gereken 3 öncelikli alan:
- Gecikmiş gelişimsel kilometre taşları
- Sosyal açıdan uyumsuzluk
- Sözlü ve beden diliyle iletişimde güçlük
Şimdi bu alanları gözden geçirelim:
Gecikmiş kilometre taşları
Her çocuk belli ve ortalama olarak beklenen yaş döneminde mırıldanmaya, yerde yuvarlanmaya, agulamaya, gülümsemeye, işaret etmeye, emeklemeye, oturmaya vs. başlar. Bunlar gelişimsel kilometre taşlarıdır.
Her çocuk kendi zamanında gelişip büyüse de, çocuğunuzda aşağıdaki durumlar varsa, takip eden doktorunuzla görüşmenizde fayda var.
Çocuk,
- 6. ayında gülümsemiyor.
- 9. ayında yüzünde herhangi bir ifade belirmiyor.
- 12. ayında mırıldanmıyor ya da bebekçe herhangi bir konuşmanın emaresini göstermiyor.
- 12. ayında herhangi bir nesneye, yere işaret etmiyor ya da el sallamıyor.
- 16. ayında konuşmaya dair herhangi bir işaret vermiyor.
Sosyal açıdan uyumsuzluk
Çocuk,
- Beslenirken sizinle göz teması kurmuyor.
- Yalnız başına oynamayı tercih ediyor.
- İsmine karşı kayıtsız kalıyor.
- Dokunulmaktan hoşlanmıyor.
- Sabit rutinleri tercih ediyor ve en ufak bir değişiklik karşısında bile çılgına dönüyor.
- Duyguları anlamakta ya da anlatmakta zorluk çekiyor.
Sözlü ya da beden diliyle iletişimde güçlük
Çocuk,
- Aynı kelimeyi sürekli tekrar ediyor (ekolali).
- Yavan bir tonda, herhangi bir duygudan yoksun konuşuyor.
- Bir sohbet esnasında duyguları anlamıyor.
- İstediğini anlatmakta güçlük çekiyor.
Diğer önemli kırmızı çizgilere gelince…
Kilometre taşlarının gerilemesi
Çocuğunuz beklenen zamanda belli gelişimsel kilometre taşlarını yakalamış olabilir. Ancak yaklaşık 12-18. ay aralığında bebek bunlardan bazılarını kaybedebilir. Örneğin gülümsemeyi bırakır, bebekçe konuşması biter vs. Bu durum ciddi bir kaygı nedenidir.
Tekrarlayan beden hareketleri
Çocuğunuzda kafa sallama, göz seğirmesi, kendi etrafında dönme, el çırpma, daire çizme gibi tekrarlayan davranışlar varsa mutlaka doktorunuza danışın.
Anormal yemek davranışı
Çocuğun sadece tatlı ya da tuzlu gıdaları veya örneğin belli bir renkteki (sarı, kırmızı gibi) besini tercih etmesi de kaygı verici olabilir.
Öfke krizleri
Bu genellikle 2-5 yaş arasındaki çocuklarda görülür. Çocuk yüksek oranda ajite olabilir, kafasını duvara vs vurabilir. Çocuk bazı kokulara ve seslere hiç beklenmeyecek tepkiler verebilir.
3 Yaş Otizmi
3 yaşındaki bir çocukta görülebileck otizm belirtileri şunlardır:
Sosyal kayıtsızlık
Otistik çocuk diğerleriyle oyun oynamayabilir.
Daha çok,
- Kendi başına oynar.
- Sosyalleşmekle ilgilenmez.
- Oyuncaklarını paylaşmaz.
- Sırayla oynama anlayışı yoktur.
- İsmine karşı kayıtsızdır.
- -mış gibi ya da hayal ürünü oyunları anlamaz
Duyguların ifadesinde zorluk
Otistik bireyler de herkes gibi pek çok farklı duyguyu yaşarlar. Ancak tipik bir otistik birey bunları farklı algılar.
3 yaşındaki otistik bir çocuk,
- Hislerini tartışmakta ya da ifade etmekte zorluk çekebilir.
- Başkalarının duygularını anlamakta zorluk yaşayabilir.
- Yatıştırılmakta ya da rahat hissettirilmekte zorluk çıkarabilir.
- Yüzündeki ifadeyle içindeki hisleri anlatamıyor olabilir.
- Diğerleriyle fiziksel temas kurmaktan kaçınır.
- Biri kendisine sarıldığında kaskatı kesilebilir.
- Ebeveyni odadan çıktığında herhangi bir tepki göstermeyebilir.
İletişim zorlukları
Otizm iletişim kurmaktaki zorluk ile tanımlanan bir durumdur.
3 yaşındaki otistik bir birey,
- Konuşma ve dil becerilerinde gecikma ya da gerileme yaşayabilir.
- Düz bir tonda ya da tekdüze bir ritmde konuşabilir.
- Hiç konuşmuyor olabilir.
- Göz teması kurmayabilir.
- İfadesiz bir yüzle bakıyor olabilir.
- Sorulara uygun cevaplar vermeyebilir.
- Diğerlerinin kelimelerini tekrar edebilir.
- Aynı ifade, ses ya da kelimeleri tekrar tekrar söyleyebilir.
- Kendisi için “sen” diyebilir. Yani zamirleri yanlış kullanabilir.
- El sallama, işaret etme gibi jestleri kullanmayabilir.
- Yaşa uygun mizahı anlamayabilir.
Davranışlar
Otistik çocuklar genellikle beklenmedik ya da tekrar eden davranışlar gösterebilir.
3 yaşındaki otistik bir çocuk,
- Ellerini sürekli çırpar.
- Kendi etrafında döner.
- İleri geri sallanır.
- Tek bir oyuncak ya da aktiviteye aşırı bağlılık gösterebilir.
- Takıntılı davranışlara sahip olabilir.
- Oyuncaklarını belli bir sırada dizebilir, bu sıranın bozulmasından çok rahatsız olabilir.
- Belli durumlarda hiperaktif davranabilir.
- Kısa dikkat aralığına sahip olabilir.
- Belli rutin ve ritüeller konusunda ısrarcı olabilir.
- Bu rutin ya da ritüel bozulduğunda öfkelebilir, yüksek oranda ajite olabilir.
Diğer belirtiler
Çocuklarda otizmin diğer olası belirtileri:
- Saldırganlık
- Dürtüsellik
- Kendine zarar verme
- Seslere, kokulara, dokulara, renklere ya da tatlara yoğun tepki
- Öfke krizleri
- Olağandışı yeme alışkanlıkları
Önemli not: Tüm otistik çocuklar bu belirtileri göstermez. Bu belirtilerin ancak belli bir kısmı bir otistik çocukta olabilir. Bu nedenle kesin teşhisi mutlaka konunun uzmanlarının koyması gerekir.
Otizm Neden Erkeklerde Daha Çok Görülüyor?
Otizm spektrum bozukluğu erkeklerde kızlara oranla 4 kat daha fazla görülüyor.
Araştırmalara göre otistik kız çocukları farklı ve daha süptil belirtiler gösteriyor. Bu da kızlarda otizm teşhisini zorlaştıran ya da otizmin gözden kaçmasına yol açan bir durum.
800 otistik çocuğun yer aldığı bir araştırmayı yürüten uzmanlar kız ve erkek çocukların beyin yapısı ve davranış bakımından farklılık gösterdiklerini ortaya koyuyor.
Kız çocuklarda tekrar eden ve kısıtlayıcı davranışlar daha az görülüyor.
Yine bir araştırmaya göre otistik kız ve otistik erkek çocukları hikayeleri farklı şekillerde anlatıyor. Kızlar “düşünmek” ve “bilmek” gibi “bilişsel süreç” kelimelerini daha fazla kullanabiliyor. Daha önce yapılan araştırmalara göre bu kelimeler otistik çocuklar tarafından çok kullanılmayan kelimeler.
Otizm spektrum bozukluğunun kız çocuklarında erkek çocuklara göre daha az görülmesine dair diğer teorilerden bazıları ise şöyle:
- Kız ve erkek cinsiyetleri arasındaki genetik farklılıklar kızların otizmi kalıtım yoluyla almaya daha az meyilli olduğunu gösteriyor.
- Öğretmenler, ebeveynler ve bakım veren yetişkinler kız çocuklarında otizme işaret eden davranışları fark etmekte eksik kalıyor.
- Kız çocukları sosyal açıdan yaşadıkları güçlükleri “saklamakta” daha iyi olabiliyor.
- Otizme yönelik teşhis araçları erkek çocuklardaki semptomları temel alıyor. Bu da kız çocuklarında otizm teşhisini zorlaştırıyor.
Otizm Önlenebilir mi?
Otizm spektrum bozukluğunu önlemenin bir yolu yok. Ancak çocuk özelinde otizm semptomlarını hafifletmeye ve çocuğun hayatını kolaylaştırmaya yönelik destek terapi ve tedaviler mevcut.
Erken teşhis ve müdahale otizm konusundaki en önemli iki nokta. Çünkü erken teşhis ve müdahale ile çocuğun davranış, farklı alanlardaki beceriler ve dil gelişimi konularında epey yol alınabiliyor.
Ama buradan lütfen “geç kaldık, artık her şey bitti” anlamı çıkarmayın. Destek tedavi ve terapiler çocuğun yaşı kaç olursa olsun yardımcı olur. Özellikle çocuğun semptomlarına, kişilik yapısına uygun destekler çok kıymetli.
Otizm spektrum bozukluğu nasıl tedavi edilir?
Otizmin kesin bir tedavisi olmadığını daha önce yazmıştık.
Ancak şunun altını çizmek isteriz ki bazı çocuklar destek terapilerle gerçekten çok büyük ilerlemeler kaydedebiliyor. Otizm spektrum bozukluğunun semptomlarını gidermeye yönelik destek terapi ve tedavilerden bazılarını aşağıda bulabilirsiniz:
İlaçlar
Otizm spektrum bozukluğunu doğrudan tedavi edip gideren bir ilaç mevcut değil. Ancak bazı ilaçların bazı çocuklarda semptomları hafiflettiği ve çocuk ile ailesinin hayatını kolaylaştırabildiği biliniyor.
Bunun için çocuğunuzu takip eden uzmanlarla iletişime geçmeli ve herhangi bir tıbbi ilacın sizin çocuğunuzda işe yarayıp yaramayacağı konusunda konuşmalısınız.
Davranış düzenlemeye ve iletişime yönelik terapi ile tedavi seçenekleri
Bu alanda uzmanların çocuğun semptomlarına yönelik olarak önerdiği farklı yaklaşımlar mevcut. Bunlardan bazıları:
Uygulamalı davranış analizi (ABA): Bireyin davranışlarını ve bu davranışlarla ilgili çevresel özellikleri analiz etmeye dayalı bir yaklaşımdır. Bireyde azaltılmak ya da bireye kazandırılmak istenen davranışlar sistemli gözlemle belirlenir. Daha sonra bu davranışlara müdahalede bulunulur. Bu yöntemde pek çok davranışın çevre tarafından bir şekilde ödüllendirildiği ya da cezalandırıldığı düşünülür. Dolayısıyla çeşitli ödüller ve çok gerektiğinde bazı caydırıcılar (örneğin çocuk puan kaybeder) kullanılır ve çocukta uygun davranışlar artırılmaya, uygun olmayan davranışlar azaltılmaya çalışılır.
Ergoterapi: Bu terapi yöntemiyle çocuğun giyinmek, yemek yemek, banyo yapmak, diğerleriyle etkileşimde bulunmak ve diğerleriyle ilgilenmek gibi becerilerini geliştirmek hedeflenir.
Duyu bütünleme terapisi: Beyin ve davranış ilişkisine odaklanan bir ergoterapi yöntemidir. Detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.
Konuşma ve dil terapisi: Çocuğun iletişim becerilerini artırmak hedeflenir. Bunun için çocuğun dili anlaması ve kendisini konuşma yoluyla ifade etmesi için çalışılır.
Resim değiş tokuşuna dayalı iletişim sistemi (PECS): Burada amaç konuşamayan ya da kısıtlı kelime dağarcığına sahip çocukları resim kullanarak iletişime başlatmaktır.
TEACCH (Treatment and education of autistic and related communication-handicapped children): Bu yöntemde fiziksel ortam çocuğun ihtiyaçlarına yönelik olarak yapılandırılır. Etkinlikler tahmin edilebilir şekilde düzenlenir, takip edilebilecek görsel planlar hazırlanır ve yapılandırılmış çalışma alanları kullanılır. Çocuk görsel planları takip ederek belli becerileri yerine getirmeye çalışır.
Tamamlayıcı ve alternatif yöntemler
Çocuğun otizm spektrum bozukluğu (OSB) semptomlarını hafifletmeye yönelik bazı destek yöntemleri içerir.
Örneğin özel beslenme yöntemleri bunlar arasındadır. Gıda alerjileri ve gıda hassasiyetleri ile vitamin ve mineral eksikliklerinin OSB belirtilerini artırdığı fikrini temel alır.
Tüm tedavi yöntemlerinde konunun uzmanlarından görüş almak önemlidir. Beslenme de en az ilaç tedavisi gibi önemli bir konudur. Bu nedenle OSB yaşayan çocuğunuzun beslenmesinde değişikliğe gitmeden önce çocuğu takip eden uzmanlardan görüş almanız, gerekli tahlilleri yaptırmış olmanız önemlidir.
Asperger Sendromu Nedir?
Asperger sendromu gelişimsel bir bozukluktur.
Bu sendromu yaşayan çocuk ve gençler;
- Diğerleriyle sosyal iletişim kurmakta zorluk yaşayabilir.
- Katı ve tekrar eder nitelikte davranış ve düşünme modellerine sahip olabilir.
Diğer yandan Asperger sendromu yaşayan çocuk ve gençler diğerleriyle konuşabilir, okul hayatında görevlerini layıkıyla yerine getirebilir.
Ancak Asperger sendromlu bireyler,
- sosyal durumlar ile zorluk yaşarlar.
- iletişimin beden dili, mizah ve alaycılık gibi incelikli (süptil) formlarını anlamakta güçlük çekerler.
- tek bir konu hakkında çok düşünüp, çok konuşmak isteyebilirler.
- çok kısıtlı çeşitlilikte faaliyette bulunmaya meyilli olabilirler.
- ilgilendikleri alanlar takıntı haline gelebilir ve günlük yaşama sağlıklı bir sosyallik veya eğlence yerine güçlük katabilir.
Erkek çocuklar kızlara oranla Asperger sendromuna
3-4 kat daha yatkındır.
Çoğu vaka 5-9 yaş aralığında teşhis alır. Çok sık olmasa da 3 yaşında teşhis edilen Asperger sendromlu bireyler de vardır.
Asperger Sendromunun Belirtileri Nelerdir?
Asperger sendromlu çocuklar, zayıf sayılabilecek düzeyde sosyal etkileşim içindedir.
Alışılmadık konuşma modelleri vardır. Bazı konularla takıntı seviyesinde ilgilenirler. Yüz ifadeleri kısıtlıdır ve aşılılmadık tavırlara sahip olabilirler.
Rutinler konusunda katıdırlar. Duyusal uyaranlar konusunda beklenmedik hassasiyetleri vardır.
Her Asperger sendromlu çocuk birbirinden farklı olsa da ortak özellikleri alışılmadık sosyal becerileri ve takıntılı ilgi alanlarıdır.
Asperger sendromlu bir çocukta aşağıdaki belirtilerden bir veya daha fazlasına tanık olabilirsiniz.
- Uygun olmayan ya da minimal düzeyde sosyal etkileşim
- Neredeyse daima kendi etraflarında veya belli bir başlık etrafında dönen sohbetler
- Duyguları pek anlamamak
- Diğerlerine oranla daha az yüz ifadesi
- Düz, tiz, sessiz, yüksek veya robotik bir konuşma sesi
- Jestler, beden dili ve yüz ifadesi gibi sözsüz iletişim unsurlarını kullanmamak veya bunları anlamamak
- Bir veya iki belirli, dar konu hakkında yoğun takıntı
- Rutinlerdeki en küçük değişiklikte dahi alt üst olmak
- Tercih edilen bilgi veya olayları kolaylıkla hatırlamak
- Sakarlık ile koordine olmayan hareketler (el yazısında zorluk yaşamak da dahil)
- Duyguları yönetmekte zorluk (bu nedenle bazen sözlü ya da davranışsal patlamalar yaşamak; kişinin kendisine zarar veren davranışlarda bulunması; öfke krizleri)
- Diğerlerinin hislerini ya da bakış açılarını anlamamak
- Işığa, seslere, dokulara karşı aşırı hassasiyet
Asperger sendromlu çocuklar dil gelişiminde genellikle gecikme yaşamaz.
Dilbilgisi becerileri ve kelime dağarcıkları yeterince iyi olabilir. Ancak kelime ve ifadeleri motamot anlarlar. Dili sosyal bağlamda kullanmakta zorluk yaşarlar.
Dikkat süresi ve düzenleme ile ilgili sorunları olabilir. Genellikle ortalama bir zekaya sahiptirler.
Asperger Sendromunun Nedenleri Nelerdir?
Asperger sendromunun nedenleri bilinmiyor. Ancak araştırmalar genetiğin ve beyindeki bazı anormalliklerin nedenler arasında yer alabileceğini gösteriyor.
Uzmanlar, Asperger sendromunun çocuğun yetiştirilmesi veya yetersiz ebeveynlikle ilgisi olmadığını söylüyor; tıpkı otizm spektrum bozukluğunda olduğu gibi.
Asperger sendromu nörobiyolojik bir bozukluk.
Yani nedenleri henüz tam olarak bilinmeyen ve
beyin gelişimiyle ilgili bir durum.
Asperger Sendromu ve Otizm Spektrum Bozukluğu Arasındaki Farklar Nelerdir?
Aslında “Otizm Spektrum Bozukluğu” ifadesi Asperger sendromunu da kapsıyor ve artık resmi olarak kayıtlarda Asperger sendromu adı yer almıyor.
Kısaca Asperger sendromu da otizm spektrum bozukluğu yelpazesinde yer alan bir durum ve temelde otizm spektrum bozukluğu ile pek çok açıdan aynı.
Otizm ve Beslenme
Beslenme sağlıklı bir hayatın sürdürülmesinde en önemli konulardan biri. Bu, otizm spektrum bozukluğu için de geçerli.
Otizm ve beslenme ilişkisi üzerine bugüne kadar çok sayıda araştırma yapıldı. Bu araştırmaların sonuçlarına göre bazı somut bilgiler ortaya çıktı. Bu bilgiler otizm spektrum bozukluğu yaşayan çocukların aileleri için yardımcı olabilir.
- Otizmli çocuklarda yeme bozukluğuna sık rastlanabiliyor.
- Otizmli çocuklarda gastrointestinal sorunlar diğer çocuklara oranla daha sık görülebiliyor. Bunun nedeni henüz tam olarak bilinmiyor ancak üzerinde durulan bazı teoriler var.
- Otizmli bazı çocuklar kazein (süt proteini), gluten, yapay tatlandırıcılar ve renklendiricilere karşı hassas.
- Otizmli bazı çocuklarda muhtemelen yemek seçme sorunu nedeniyle beslenme eksiklikleri görülüyor.
- Bazı sorunlu davranışlar gıda/beslenmeye bağlı olarak artabiliyor. Ve bu davranışlar çocuğun beslenme stilindeki değişiklikler ve besin destekleri ile azaltılabiliyor.
- Otizmli bireylerde anoreksi ve blumia gibi yeme bozukluklarının görülme olasılığı daha yüksek olabiliyor.
Sahip olduğumuz güncel bilgiler belirli bir gıdanın otizme yol açabileceğine işaret etmiyor. Ve otizmin tek başına beslenme programındaki değişikliklerle tedavi edilebileceğine dair bir bilgi de yok.
Ancak sağlıklı ve dengeli bir beslenme modelinin sağlıklı bir beden ile güçlü bir zihin için önemli olduğunu bugün herkes biliyor.
Besleyici unsurlar açısından zengin gıdaların bedenden toksinleri attığı, bağışıklık sistemini güçlendirdiği, açlığı azalttığı ve obeziteyi engellediği bir gerçek.
Yukarıda da söz ettiğimiz gibi bilimsel kaynaklar otizm spektrum bozukluğu yaşayan çocukların yeme bozukluklarından etkilendiğini ortaya koyuyor. Bu çocukların besleyici unsurlar açısından fakir gıdaları yemeye yönelik tercihleri metabolizmalarını değiştiriyor.
Bu durum zihinsel ve fiziksel olarak bozulmaya yol açan oksidatif radikallerin bedende birikmesiyle sonuçlanıyor. Bu konuyu İngilizce kaynağından okuyabilirsiniz.
Bu nedenle otizm spektrum bozukluğu yaşayan bireylerin tedavisinde doktorların, beslenme uzmanları ve diyetisyenlerle işbirliği içinde olması büyük önem taşıyor. ;
Otizm semptomlarının kontrol edilebilmesi, bireyin fiziksel olarak sağlıklı bir bedene sahip olabilmesi için bu çok gerekli.
Şimdi sizlerle, fikir vermesi açısından webmd sitesinde yayımlanan bir makaleden bazı bölümleri paylaşacağız.
Bu makalede gluten ve kazein içermeyen bir diyetin otizmli çocuklar için alternatif tedavilerden biri olabileceğinden söz ediliyor. Tavsiyemiz bu bilgiler ışığında çocuğunuzu takip eden uzmanlardan da görüş almanız. Bunu lütfen atlamayın olur mu?
Makalede yer alan bilgilere gelince…
Gluten ve kazein içermeyen diyet (GFCF/gluten free kazein free) konusunda bugüne kadar az sayıda araştırma yapıldı. Ancak bu, otistik çocuğu olan pek çok ailenin tercih ettiği bir yöntem. GFCF’de gluten ve kazein tüm beslenme planından çıkarılıyor.
Çünkü otizmli çocukların gluten ya da kazein içeren gıdalara karşı alerjik ya da yüksek oranda hassas olması muhtemel.
Ayrıca otistik çocuklar gluten ve kazein içeren gıdalardaki peptit ve proteinleri diğer insanlara göre farklı işleyebilir.
Aşağıda GFCF diyetinin olası bazı yararlarını bulacaksınız:
- Artan konuşma ve/veya dil kullanımı
- Artan sosyal etkileşim
- Azalan öz-uyarım ve kendine zarar verme davranışı
- Artan odaklanma becerisi
- İyileşen uyku düzeni
- Düzelen bağışıklık fonksiyonu
- Artan farkındalık
Otistik bir bireyde yukarıdaki faydaların gerçekleşme olasılığı bile çok güzel olmalı.
Ne var ki bu konularda bilimsel kanıtlar yeterli değil. Bu nedenle ebeveynler olarak çocuklarınız konusunda iyi birer gözlemci olmayı ve konunun uzmanlarıyla işbirliğini ihmal etmemeyi sürdürmelisiniz.
Otizmli Çocuğa Nasıl Yardım Edilir?
Otizmli bir bireyi gündelik yaşamda destekleyecek profesyonel yardım almak önemli.
Ancak ebeveyn olarak sizin de çocuğunuzu destekleyebileceğiniz alanlar mevcut.
Aşağıda bu konuda neler yapabileceğinizi derledik. Lütfen kendiniz için de destek almayı ihmal etmeyin.
Sevildiğini ve güvende olduğunu ona hissettirin: Sevilmek, güvende olduğunu bilmek kime iyi gelmez ki?
Çocuğunuzu takip eden doktor ve uzmanlarla iletişiminizi sürdürün: Bu çocuğunuzun ilerleme kaydettiği alanlarla ilgili evde ne gibi uygulamalar yapabileceğinizi öğrenmenizi, kaygı duyduğunuz alanlarda rahatlıkla görüş alabilmenizi sağlar.
Ev ortamınızda belli bir düzen sağlayın ve takipçisi olun: Evde ne yaptığınız semptomların şiddetini belirler. Otizm spektrum bozukluğunda yaşanan ortamın belli bir düzende ve tahmin edilebilir olması önemlidir. Bir diğer önemli konu da rutinlerdir. Ayrıca evde uyaranların (ses, ışık, misafir yoğunluğu gibi) kontrol altında tutulması gerekir.
Yavaşlayın: Çocuğunuzla iletişimi basit ama etkili bir şekilde sürdürün. Ne kadar net, kısa ve somut ifadeler kullanırsanız o kadar iyi olur. Ona daima zaman tanıyın.
Olumlu davranışı destekleyin: Günlük program ve görevlerle ilgili çocuğunuza destek olmak için görsel araçlar kullanın. Terapilerde öğrendiği davranışları evde destekleyin.
Güncel trendleri takip edin: Sağlık konusunda sürekli yeni bilgiler ortaya çıkıyor. Farklı terapiler geliştiriliyor. Güvenilir kaynaklardan bunları takip edin ve çocuğunuzla ilgilenen uzmanlarla yeni bilgiler paylaşın.
Bir destek grubu bulun: Bu o kadar önemli ki. Sizinle benzer süreçlerden geçen birileriyle bir araya gelmek, deneyimlerinizi paylaşmak, yeni bilgileri gözden geçirmek, en önemlisi yolculuğunuzda yaşadığınız hisleri konuşmak mutlaka iyi gelecek.
Kendinize zaman ayırın: Sadece kendinize ayırdığınız bir zaman dilimi önemli. Lütfen kendinize bakım vermeyi ihmal etmeyin. Bu yarım saatlik bir yürüyüş, bir arkadaşla kısa bir kahve molası, kitap okuma saati, herhangi bir şey olabilir. Yeter ki o anlarda kendiniz için sadece “siz” olun.
Düşüncelerini ve deneyimlerini benimle paylaşan okuyucularım içeriklerimi zenginleştiriyorlar. Önerilerinizi başka insanlara ulaştıracağım için katılımınız beni mutlu edecek. Tekrar görüşmek dileğiyle…
Kaynaklar: healthline.com, cdc.org, medicalnewstoday, marchofdimes.org, publications.aap.org, nih.gov, parents.com, my.clevelandclinic.org, mayoclinic.org, medicine.net.com, nhs.uk, sciencedirect.com, webmd.com, publications.aap.org, kidshealth.org